top of page
Yazarın fotoğrafıHüseyin Emre Sepetci

Victoria Dönemi ve Günümüze Etkileri

İngiliz edebiyatı, ister Shakespeare'i ile ister More'u ile isterse de Dickens'ı ile ne Rönesans'a ne Reform'a ne de Fransız İhtilali'ne ev sahipliği yapmamış olsa bile; belki de dünyada diğer kültürlerden daha fazla dünya edebiyatı ile gelecek yüzyıllara şekil vermiş bir edebiyat tarihine sahip. Tartışmasızdır ki bu tarihin en parlak dönemi ise 19. yüzyılı kapsayan Victoria Dönemi'dir. Özellikle günümüzde, herkesin daha az okuduğu bu dünyada gördüğümüz, izlediğimiz ve dinlediğimiz pek çok sanat eserinde Victoria İngiltere'sinin izlerine rastlayabiliriz. Hadi hep birlikte bu dönemi biraz eşeleyelim ve günümüze nasıl yansıdığına bakalım.


⦁ Kraliçe II. Victoria Dönemi(1837-1901)



İngiliz edebiyatının bu dönemi, adını Krallık tarihinin en uzun süre hüküm süren hükümdarı (63 yıl 7 ay) Kraliçe II. Victoria'dan almıştır. Onun yönetimi altında, Büyük Britanya Krallığı, özellikle Sanayi Devrimi'nden sonra en müreffeh dönemlerinden birini yaşadı. Neredeyse tüm işçi sınıfı üyeleri, mesleklerini gönülsüzce, makinelere teslim etti. Bu sayede endüstri patronlarına, daha az maaşla çalışan ve daha az hata yapıp daha az hasara yol açan makineler kalmıştı. Bu da İngiliz fabrikatörlerine, hayal edemeyecekleri türden bir servetin kapısını açmış oldu. Bu durum altında zenginler daha da zenginleşirken fakirlerse iyice yerin dibine battı. Zamanın bu koşulları ise yazarlara, şairlere, denemecilere ve oyun yazarlarına daha Gotik, daha kasvetli bir perspektif ile olayları ele almaları yönünde ilham verdi.


⦁ Zor Zamanlar


Bu zor zamanlarda İngilizler, acılarını haykırarak çok uzaklara duyurabilmesi için bazı parlak fikirli insanlara bel bağladılar. Bu mağduriyette gereken rolü üstlenecek nitelikte insanlar, dönemin Britanya Krallığı'nda pek bulunmuyordu. Yine de Charles Dickens bu rolü üstlendi ve ''İnsan için Sanat'' anlayışının öncüsü olarak Victoria Dönemi'ndeki ilk büyük adımı atmış oldu.


CHARLES DICKENS

Onun eserleri, tüm işçi grubunun ne kadar küçümsendiğini ve günden güne nasıl hayatta kalmaya çalışarak yaşadıklarını; hatta uykuya daldıklarında uyanabileceklerinden bile emin olamadıkları kasvetli bir zamanda yaşamanın ne kadar zor olduğunu gösteriyordu. Tarih ''Onun yönetimi altında, Büyük Britanya Krallığı, özellikle Sanayi Devrimi'nden sonra en müreffeh dönemlerinden birini yaşadı.'' derken tüm bu refahın sadece tarihi figürler ya da diğer bir deyişle SADECE ZENGİNLER VE SOYLULAR İÇİN olduğunu söylemiyordu.


Elbette bu koşullar, bilinen yazarların çoğunu, Dickens'ın izinden gitmeye teşvik etti ve söz konusu edebiyat olduğunda uzun, dolu hikaye anlatabilirken; aynı zamanda önemli mesajlar verebilme potansiyeli en yüksek edebiyat türü olan romancılık, Viktorya Dönemi İngiliz edebiyatında ana akım oldu. Bu olurken de şiir, deneme ve tiyatro gibi diğer edebiyat türleri daha arka planda kaldı.


Victoria Britanya'sı zenginleri, elbette hiçbir zaman eleştirilmekten hoşlanmadılar; ama onların gözünde, onları eleştiren ve kötüleyen halk sadece, kendilerinden aşağı varlıklardı ve onların sözüne takılmadılar. Sonuçta güç kendilerindeydi ve alt tabakadan birileri, doğrudan kendilerine saygısızlık yapmadığı sürece, kendilerinden hoşnutsuz olduklarını bilmek üst sınıfı hiç rahatsız etmedi.


''Koyunların düşündüğü Aslanlar için endişe teşkil etmez'' -Tywin Lannister (Game of Thrones)


Tywin Lannister rolüyle bildiğimiz Charles Dance'in pek çok İngiliz soylusu rolünde oynamış olması ile bu karakterinin bu sözü biraz komik bir tesadüf olmuş.



⦁ Sanat için Sanat

Her ne kadar koşullar zorlayıcı olsa da hayat ne kadar kasvetli görünürse görünsün bu zamanlarda bile sanata asla ara verilmemesi gerektiğine inanıp bunu uygulamaya razı bazı romantikler de vardı elbette. Oscar Wilde bu dönemde öne atılıp ''Sanat için Sanat'' düşüncesine öncülük eden parlak zekalı insan oldu.


OSCAR WILDE

Wilde'ın eserleri sadece ve sadece insanların duyguları içindi. O, politikalarla veya insanların toplum içindeki düzeyleriyle ilgilenmeden icra etti sanatını. Bu sebepten ötürü de kendinde, döneme ayak uydurup önemli mesajlarını romanlar üzerinden verip bir ''Romancı'' olmak zorunda hissetmedi. Bu da ona yazar kimliğinin yanı sıra bir oyun yazarı ve şair olarak tanınma fırsatı da vermiş oldu. Onun, Sanat için Sanat düşüncesi onu, iki yeni Edebi Hareketin de yüzü haline getirecekti: Estetik Hareketi ve Dekadan Hareketi. Burada özellikle Estetik Hareketi'nde, estetikliği her faktörün önüne koyarak edebiyata farklı bir boyut kazandırmayı hedefledi ve bu hareketin devamında Victoria Dönemi sanatçıları, bu düşünceden faydalanarak eserlerine resimler kattılar. Bu yaptıkları, dillerindeki Gotik atmosferi daha belirgin bir şekilde okura ifade etmelerinde önemli bir rol oynadı.


Tarih onu Wilde'ı Nükteleri ile Ciddi Olmanın Önemi adlı oyunuyla ve Dorian Gray'in Resmi isimli romanı ile tanıdı. Tarih onu ayrıca ''Tarihin ilk ünlü davası'' olan, homoseksüel kişiliği için ona açılan ''Büyük Ahlaksızlık'' davasındaki yargı sürecinde suçlu bulunmasıyla ve akabindeki mahkumiyet süreci ardından da 46 yaşında menenjit sebebiyle gelen erken ölümüyle tanıdı.


⦁ Bu Dönemde Hikaye Anlatmanın Zorluğu

Bu dönemde maalesef Britanya'da cahiliye, zirveyi görmüştü. Alt tabakadan olanlar zaten okula gidebilecek veya herhangi bir müfredat dışı kaynaktan kendilerini eğitebilecek paraya sahip değildi. Gördükleri tek eğitim ise bir soylunun huzurunda nasıl davranılacağıydı. Zenginlerin eğitimleri ise daha iyi değildi kesinlikle. Zengin beylerin gördüğü örgün eğitim sadece okuma, yazma, konuşma ve resmi ortamlarda nasıl davranılacağı üzerineydi. Bunun haricinde gördükleri tek diğer eğitim dalı ise avlanma üzerineydi. Soylu hanımların ise ki kendilerine ''Leydi'' denirdi, gördükleri eğitim yine sadece okuma, yazma, konuşma ve resmi ortamlarda nasıl davranılıp ne giyileceği üzerineydi. Bu durumu günümüze tercüme etmek gerekirse, basitçe; fakirlere nasıl iyi köle olunacağının, zengin beylere nasıl ufak çaplı bir hükümdar olacaklarının ve sevimli leydilere ise birisi onları kendine gelin olarak almaya layık görünceye dek nasıl uslu davranacaklarının eğitimi veriliyordu.

Kadınlara yapılan ayrım aynı zamanda kadınların nasıl giyindiğini ve dışarıdan nasıl göründüğünü de etkiliyordu. Ünlü Victoria Korsesi tüm soylu kadınların elbiselerinde olması zorunlu bir öğeydi. Korsenin tüm amacı leydilerin bellerini mümkün oldukça küçük gösterip göğsü olabildiğince büyük göstermekti ve elbette elbiselerin dekoltesi buna göre ayarlanıyordu. Son olarak, sadece kadınların hizmetçi olması ve günlük hayatta kadınlar için ''bedmaid'' yani ''yatak hizmetçisi'' ifadesinin kullanılması ise onların nasıl birer obje haline getirildiğini gösteren son somut parçaydı.


Günümüzde tüm erkek ve kadınlar kendi istek ve estetik anlayışları doğrultusunda istediği döneme ait elbiseleri giymekte özgürler elbette. Sadece, zorunlu olarak erkeklerin sürekli takım elbise, kadınlarınsa içine girerken bile zorlandıkları ve dönem bazında bazı cinsel durumlara hizmet etmeleri için zorlandıkları elbiseler giymeleri bir sonraki paragrafın düşünce ve önemini etkilediğinden ve o düşünceyi benim gibi anlayabilmenizi istediğimden bu konuyu bu kadar uzattım.


Elbette kadınlar da kendilerine biçilmiş bu kılıf içinde tıkalı kalıp başka hiçbir şey olmamayı istemiyorlardı ve pek çok kadın, kendi hikayelerini edebi eserler halinde halkla paylaşmak istiyordu; ama biliyorlardı ki bir kadının piyasaya bir edebi eser sürmesi o dönemin Britanya halkı tarafından sadece bir şaka olarak görülüyordu. Bu durumun farkında olan, Britanya'nın kadın edebiyatçıları çareyi kendilerine erkek isimleri olan mahlaslar vermekte buldular.


Mary Anne Evans - George Eliot


Marry Anne Evans, bir diğer adıyla George Eliot bu akımın en ünlü yazarıydı. O, halkın ön yargılarından haberdar biri olarak, kendi adıyla şan ve şöhreti istemeyip; kendi bilgi ve fikirleri halkın içinde daha da fazla kişiye ulaşsın diye kadın kimliğinden vazgeçip George Eliot mahlasıyla Victoria Dönemi'nde edebiyata damga vuranlardan biri oldu. Elbette Mary Anne Evans bu dönemdeki tek kadın yazar değildi.





Brontë Kız Kardeşler


Brontë kız kardeşler de yazarlıklarıyla Victoria Dönemi'nde İngiliz edebiyatına yön veren isimlerdendi. Anne, Charlotte ve Emily Brontë, hepsi Realist ve Romantik anlayışla pek çok kurgu ve kurgu olmayan roman yazdılar. Onlar ise mahlaslarında Acton, Currer ve Ellis Bell erkek kardeşler oldular.



Bazı Bilinen Victoria Dönemi Romanları:

⦁ Sybil - Benjamin Disraeli'den (1845)

⦁ Jane Eyre - Charlotte Brontë'den (1847)

⦁ Uğultulu Tepeler - Emily Brontë'den (1847)

⦁ Wildfell Konağı Kiracısı - Anne Brontë'den (1848)

⦁ David Copperfield - Charles Dickens (1849)

⦁ Ortak Arkadaşımız - Charles Dickens (1865)

⦁ Büyük Beklentiler - Charles Dickens (1861

⦁ Oliver Twist - Charles Dickens (1837)

⦁ A Cristhmas Carol - Charles Dickens (1843)

⦁ İki Şehrin Hikayesi - Charles Dickens (1859)

⦁ Kuzey ve Güney - Elizabeth Gaskell (1854)

⦁ Bayan Seacole'un Pek Çok Diyardaki Muhteşem Maceraları - Mary Seacole'den (1857)

⦁ Beyazlı Kadın - Wilkie Collins (1859)

⦁ Alice Harikalar Diyarında - Lewis Carroll (1865)

⦁ Middlemarch - George Eliot'dan (1872)

⦁ Daniel Deronda - George Eliot'dan (1876)

⦁ Sherlock Holmes Külliyatı - Sir Arthur Conan Doyle'dan (baş. 1887)

⦁ Teknedeki Üç Adam - Jerome K Jerome'dan (1889)

⦁ d'Urbervilles'li Tess - Thomas Hardy'den (1891)

⦁ Dorian Gray'in Resmi - Oscar Wilde'dan (1891)

⦁ Leydi Windermere'in Yelpazesi - Oscar Wilde'dan (1892)

⦁ Kimsenin Günlüğü - George ve Weedon Grossmith'den (1892)

⦁ Zaman Makinesi - HG Wells'den (1895)

⦁ Görünmez Adam - HG Wells'den (1897)

⦁ Dracula - Bram Stoker'dan (1897)

Buradaki birçok büyük külliyatın günümüz toplumu üzerinde de ciddi etkileri olduğuna dikkat çekerim. Dracula, Alice Harikalar Diyarında ve Sherlock Holmes gibi markalar, bildiğiniz üzere gelecekte uyarlamaları yapılması için büyük stüdyolara satıldı ve hala ciddi hayran kitlelerine sahipler.

Bazı Bilinen Victoria Dönemi Roman Yazarları:

⦁ Charles Dickens

⦁ William Makepeace Thackeray

⦁ Üç Brontë Kız Kardeşler

⦁ George Eliot

⦁ Thomas Hardy

⦁ Joseph Rudyard Kipling

⦁ Sir Arthur Conan Doyle

⦁ Thomas Hardy

⦁ Oscar Wilde

⦁ HG Wells

Bugün bu yazarların yaratabilecekleri etki, yaşadıkları dönemdekine kıyasla inanılmaz ölçülerde artış gösterdi. Aynı zamanda bu yazarların eserlerinin bazı orijinal fikirlere sahip olduğunu da asla unutmayın. 19. yüzyıl Britanya'sındaki gibi kasvetli bir ortama rağmen yüzyıllara meydan okuyacak fikirler üretmek ve eninde sonunda daha az okuyan jenerasyonlara karşı bile farklı mecralarda merak yaratabilecek işler çıkarabilmekteki ileri görüşlülük seviyesini kendi zihninizde tartın isterim.


⦁ Victoria Döneminde Bilimsel Edebiyat

Victoria Dönemi'nde nicel anlamda bilinen pek bir bilimsel edebiyata yön vermiş eser yok, ama elbette sadece bu döneme değil ilk gün yüzüne çıktığı andan itibaren Dünya bilimine yön vermiş olan Charles Darwin'in Türlerin Kökeni eseri var.

Elbette hepimiz biliyoruz ki Darwin bu eserinde insanoğlunun nasıl akıllı olmayan diğer türlerden evrimleştiği teorisini anlatıyor. Bugüne dek hala uzmanlar ve o kadar da uzman olmayanlar tarafından tartışılan bir konu ve bu teori üzerinde araştırmalar devam etmekte. Burada anlattığımın konuyla pek ilgisi yok ama genel olarak bu yüzyılda sınıflaşma gibi bazı kamu sorunları çok ön plandayken Darwin'in birden çıkıp insanlığın seyrini değiştiren biri olması sadece takdir etmeye değer gördüğüm bir olay.



⦁ Bugünün Toplumuna ve Sinemasına Olan Etkisi

Her şeyden önce şu anlaşılsın istiyorum ayrıca. 20. yüzyılın başlaması ile salgın hastalıkların, dünya savaşlarının ve ekonomik buhranların dünyanın kültürel gelişimine 50-60 yıllık koyacağı ambargo öncesi kültürel olarak son aktif dönem Victoria Dönemi. Avrupa'da savaşla baş etmeye çalışan Britanya'nın kültürel olarak ileri atılması pek olası olamazdı ve ABD bu fırsattan istifade ederek popüler kültürün bir numaralı yerleşkesi oldu. Bu sebeple 20. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan en büyük külliyatlar (MARVEL, DC, STAR WARS vb.) hep Amerikan kökenlidir. İngilizlerin iki istisnası (007 ve LoTR külliyatları) hariç.

Ondan önce Drakula, Alice Harikalar Diyarında ve Sherlock Holmes gibi külliyatların da çıkış dönemi olduğu için ise ayriyeten büyük etkilere sahip bu dönem. Bugün genç bir yazar, bir vampir hikayesi kaleme almak istese veya beyaz perdede bu hikayeyi denemek istese eleştirmenler önce Dracula ile kıyaslayacak onun hikayesini. Aynı durum dedektiflik ve Sherlock Holmes için de geçerli elbette.



Victoria Dönemi'nin bugüne olan etkisini alt başlıklara bölerek bu dönemdeki insanların nasıl psikolojiler içerisinde bulunduğunu edebiyatçılar üzerinden anlatmaya çalıştım, şimdi işin sinema boyutuna geçiyorum (evet biraz geç oldu ama bu yazım zaten biraz belli bir kitleye hitap eden bir yazı oldu ve eğer siz o kitleden değilseniz özür diliyorum). Bugün neredeyse her Sinema ve TV eserinde Victoria Dönemi'nden esintilerle karşılaşmak mümkün elbette. Bu dönemin hikaye yazarlığının geleceği için bazı kuvvetli temeller atmış olmasının etkisi büyük. Sonuçta dünyaya realist bakış açısını kazandırdı bu dönem, ancak benim söz ettiğim bu değil. Benim söz ettiğim Victoria Dönemi'ni tema olarak kullanan yapımlar. Örneğin Sherlock Holmes gibi bu dönemde türetilmiş yapımlardan tutun Harry Potter ile Wizarding World'e kadar, Harry Potter'dan tutun veya Polonya çıkışlı The Witcher'a kadar her dönemden ve dünyanın herhangi bir yerinden gelen yapımlarda hiçbir şey görmesek bile Victoria usulü mimari veya elbise görüyoruz. Bunları görmediğimiz başka yapımlarda bu dönemin Gotik anlatışına rastlıyoruz. Estetik anlamda eksiklik hissetmiş her yapımın yapımcısı estetikteki açığını Victoria temasıyla kapatıyor adeta. Peki bu kötü mü? Kesinlikle değil. Eminim Victoria temasına bugün herhangi bir popüler kültür öğesinde rastladığında bıkkınlık geçirenimiz de vardır ancak hala bu sıklıkta Victoria temalı bir şeylerle karşılaşıyorsak bıkkınlık geçiren arkadaşların azınlıkta olduğunu söylemeliyiz. Bu tema sadece bir tema değil, adeta bir standart haline gelmiş durumda ve az önce dünyaya Realist bakış açısını kazandırdı ve hikaye yazarlığına ciddi temeller attı diyorduysam da yazarlıkla ilgili olmayan bir başka konuda da atmış olduğu çok ciddi bir temel var bu dönemin ve bunun büyüklüğünü idrak etmekte zorlanıyorum. Bir dünya yazı yazdım size açıklamak için, ama hala yeterince açıklayabilmişim gibi gelmiyor.

O yüzden zamanında bu kadar zamana meydan okuyabilecek edebi şaheserler çıkardıkları için ve bize bu dönemin estetik mimarlık ve güzel moda anlayışını ayriyeten de realist hikaye anlatış şeklini ve şahsen benim izlemeyi tercih ettiğim kasvetli atmosferli yapımlarda imzaları olduğu için bu dönemin edebiyat insanlarına minnet duyuyorum.





⦁ Kapanış

Yine de çoğu zaman bir yazar Victoria İngiltere'sinde geçen sinematografik bir yapım hazırlamaya başladığında önce çakma karanlık bir filtre atıp yapımı ''Realist'' hale getirip odak noktasını dönemin yakışıklı lordları veya güzel leydileri olarak belirliyor. Elbette dönemin elbiseleri veya mimarisi ile süslendiğinde bu hikayeler göze hoş görünebilir ama o dönemde yaşayıp bu düzenin acısını çekenleri unutmamak lazım. Onları unutmak burada andığımız edebiyatçıların uğraşlarına ihanettir. Gelecekte bir zamanda Victoria edebiyatından bir uyarlama izliyor olursanız o külliyatın yazarına minnettar olmayı unutmayın, Britanya insanına daha iyi ulaşabilmek için kendini erkek gibi gösteren edebiyatçı kadınları da unutmayın ve en önemlisi herkesin eşit hakları olsun diye zorluklara karşı gelenleri unutmayın.


Okuduğunuz için teşekkür ederim.

475 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page