Entel gönlüm şu güzide site için ilk yazımın Jarmusch filmlerinden birinin üzerine olmasını isterdi ama maalesef ilk yazım The Walking Dead (TWD) dizisi üzerine oluyor. Sinemada korku yapımlarının kalitelisi çok zor bulunangillerden bir tür, ancak şükür ki bazı diziler bu kıtlığı biraz olsun hafifletiyor. TWD? Yo, hayır o değil. Mike Flanagan'ın mini dizileri. Hatta bir diğeri de yolda ve dahası bir Edgar Allan Poe uyarlaması. Üşengeç okurlara adını da veriyorum: The Fall of the House of Usher. Beklentim büyük.
Neyse şimdi konuya dönecek olursam, Arka Sokaklar'ın Amerika şubesi TWD 11. Sezonu yayınladı. Toplamda 24 bölüm ve 3 kısımda yayınlanması planlanmış. İlk kısım olan 8 bölümü ev işi yaparken izledim. Bu ayrıntıyı özellikle veriyorum. Ev işi yaparken izlenen bir zombi dizisi. Sanki birileri hadi ıkının son bir sezon daha demiş gibi yönetmeninden oyuncusuna, ışıkçısından kostümcüsüne kadar öyle baştan savma öyle zorlama bir sezon olmuş ki anlatamam.
Kepazelik burada bitmiyor. Diyaloglar, bakışmalar uzun ve sıkıcı. Geleneksel Türk dramalarını aratmıyor. Hele bi sahneler arası cutlar var ki aman yarabbi. Ritim yok, her şey gelişine. Dediğim gibi bu türün edebiyatta da sinemada da kalitelisini bulmak zor. O yüzden yıllar yıllar önce bu diziye şans vermiştim. Başta fena değildi. Her türlü klişeye rağmen belli bir noktada seyirciyi-en azından beni tutuyordu. Kaçıncı sezondan itibaren sapıttığını hatırlamıyorum. Ancak bir korku türü ev işi eşliğinde izleniyorsa vakit kaybıdır, izlemeyin. Sizin için zombiler illa ağzı yüzü yamulmuş homurdayan tipler değilse alternatif zombi dizisi önerim Avusturalya yapımı Glitch olabilir.
Ama söylemeden geçemeyeceğim. Jeffrey Dean Morgan gerçekten de Javier Bardemle Robert Downey Jr karışımı. Ne adamlar ama!
Comments