top of page
Yazarın fotoğrafıGurur Sönmez

Süpermen, süpermen olmak lazım bazen. (Her Şey Çok Güzel Olacak 1998)

Güncelleme tarihi: 22 Eyl 2022

Her Şey Çok Güzel Olacak, bir Cem Yılmaz filmi olmayan en iyi Cem Yılmaz filmidir.

Yılmaz, film kariyerinin başında olduğu için yönetmen kendisi değildir; oyuncu olarak filmin ana damarıdır. Mazhar Alanson ise zaten MFÖ ile Türkiye’nin en iyi müzik gruplarından birinin efsanevi solistidir; ancak oyunculuk yeteneği en az müzisyenliği kadar iyi olduğundan, Cem Yılmaz ile birlikte o dönem mükemmel bir kimya oluşturmuşlardır. Çünkü Cem Yılmaz, kendi ifadesine göre müzik yapmayı “yeteneği limitli” olmasından dolayı hobi olarak görüyor. Ancak stand-up komedyeni olarak, film aktörü olarak müzik kulağının olduğunu ve şarkı söyleyebildiğini, yapımlarında ve sosyal medya paylaşımlarında görüyoruz. Yılmaz ve Alanson'un müziğe karşı tutkularının olması ayrı bir kimya oluşturuyor. Her Şey Çok Güzel Olacak filminde yer alan “Bilemiyorum Altan” repliği yeni kuşak için de sık sık kullanılan bir deyiş halinde. Film için oluşturulmuş müzikler günümüzde hala popülerliğini sürdürüyor. En azından belli bir kuşak için.


Ömer Vargı'nın yönettiği filmin yapımcılığını Filma-Cass adına Mine Vargı üstlenmiş, görüntülerini ise Garry Turnbul çekmiştir. Cem Yılmaz'ın Mazhar Alanson ile başrollerini paylaştığı ilk sinema deneyimidir. Ayrıca Cem Yılmaz bu filmin senaryosunda da yer almıştır.

Film, Cem Yılmaz’ın o dönem stand-up komediliği kariyerini sömürmek yerine klasik bir drama çatısı altında iç amaçları, engelleri, çatışmaları olan komple bir film olarak tasarlanmış.


Parası olan, düzenli, tertipli “ama” obsesif bir abi ile,

para sıkıntısı çeken, düzensiz, “hayalperest” kardeş arasındaki karakterler çatışmaları, tabiatıyla hem dramatik hem de komik sahnelerin yer almasına neden oluyor.


Diğer engeller/hedefler ise Altan’ın (Cem Yılmaz) karısına karşı kendini ispatlamaya çalışması / bunun için bar açılması / bar için paraya ihtiyaç olunması / para için aile, mafya ilişkilerinin içinde olayın kaosa dönmesi üzerine ilerliyor.


Buralarda karakter değişimi olarak Mazhar Alanson’un (Nuri) Altan’ın her türlü tehlikeli eylemini sineye çekip, kendi konfor alanının dışına çıkma isteği izleyicide rahatlık yaratabilir. Konfor alanımız bizi tehlikelerden korurken aynı zamanda haz ve zevk dürtülerimizi de köreltebilir. Burada Nuri, konfor alanından çıktıktan sonra bir de Akdeniz’de aşkı bulunca artık Altan kadar “dengesiz, cahil cesaretli” bir karakter değişimine girebiliyor. Mafya ile böyle savaşıyorlar.


Küçükken Tolga diye bir arkadaşım vardı. Yaşlarımız epey küçük tabii. Filmin tanıtımları dönerken bir rüya sahnesinde Altan, bara gidip “Tolga Naber?” dedikten sonra taranıyordu. Eh 90 doğumlu olan çocuklar olarak böyle bir sahne bizde ne iz bıraktı bilemeyiz ama filme karşı ilgimizi pekiştiren bir durumdu. Bu tür nedenlerden dolayı ilk yazılarımı hep en erken dönemde bana etki eden filmler üzerinden yazmayı tercih ediyorum.


Umutlar, Hayaller, Hayatlar.


Porshe, bir eczacı için çok uzak bir hedef olabilir ama bir arzu nesnesi. Altan için yani hiçbir işi olmayan birisi için pub/bar açmak ise imkansız bir hedef (legal yöntemlerle). Dolayısıyla hayatta arzularımızın peşinden giderken her şeyi kitabına göre yapmak için bazı insanlar 40 sene sebat ediyor bazı insanlar da illegal yöntemlerle bunları elde edip yakalanmayana kadar bir tedirginlik riskiyle zevkini çıkarıyor ya da daha da kötüsü daha düşük arzuların yaşanacağı yerlere düşüyorlar. Hapis gibi mesala.


Bu yüzden filmin şarkı sözleri, filmin erişilmesi güç arzuları için çok güçlü nitelikte.


Bir zamanlar fırtınalar estirirdim şarkı sözlerine bakalım:


İnsan olmak yetmez, yetmiyor zaten

süpermen, süpermen olmak lazım bazen (burası Altan’ın bar arzusu).

Nasıl da yeniden aşık oldum ben?

Bu sevda bambaşka avare eden, ne bileyim ben (Bilemiyorum Altan repliği bu kısımla alakalı olabilir mi acaba?)

Bu ne biçim Hikaye Böyle Şarkısında ise:


Bu ne biçim hikaye böyle

Hasta mısın nesin bana söyle

Gel gidelim güneylere

Yenilenip dinlenmeye

Deliyim ben aslında

Senin gibisin' sevmekle

Deli.


Buraya kadar Altan’ın mentalitesi.


Buradan sonrası da Nuri (Mazhar Alanson’un) her şeyi kabullenişiyle alakalı olabilir. Konfor alanından çıktı, zorluklar yaşadı. Ancak üzerindeki ölü toprağını atabildi. Bir kere olsun aşkı yaşadı belki de. Ancak yine de bize göre değil. Hayat zor. Evet, Altan. Yenge de aldattı seni ama hayat böyle.


Başarısız olduysan oldun

Yıkma kendini zaten yorgunsun

Ya bu deveyi güdersin

Ya bu diyardan gidersin

Ya vazgeçer unutursun

Ya da yolun açık olsun

Hadi.



187 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page