Kaybetmeyi göze almayan, kazanmaya takmış bir baba, ailesini ve evliliğini bir arada tutmaya çalışan duygusal bir anne, savaş pilotu olana kadar sessizlik yemini etmiş Nietzsche hayranı bir ağabey. İntihara teşebbüs etmiş, problemli ama bir o kadar da iyimser bir dayı ve eroin bağımlısı bir dedenin içinde bulunduğu bir Volswagen minibüsü düşünün….
Ailenin küçük kızları olan Olive‘nin hayalini gerçekleştirmek için California’ya, çocuk güzellik yarışmasına giden ilginç bir ailenin yolculuk hikâyesi.
Kendi derinliklerinde yalnızlığın içinde olan karakterlerin bir araya gelip bir aile kompozisyonu oluşturmasıyla izleyenleri sorgulatan, zaman zaman tebessüm ettiren ve keyif veren; ama benim en çok etkilendiğim kısım, hayatın gerçek acılarıyla yüzleşen ve izleyenlerin de yüzleşmesini sağlayan bir film.
Hikâyede kendi içimizde empati kurabileceğimiz her bir karakterin barınması bize sempatik gelse de verilen mesajların duygusunu hissedebildiğimiz nadir yapıtlardan olduğunu düşünüyorum. Örnek vermem gerekirse:
Kaybetmekten korkan Richard, (Greg Kinnear) yolculuk esnasında karşısına çıkan negatif durumların etkisine girmeden kızının başarısı ve kendi özelliğinin gerekliliğini yerine getirmek için motivasyonunu düşürmeden her ne olursa olsun güzellik yarışmasına yetişmeye çalışan bir baba olduğunu söyleyebilirim.
Böylesine keyifli bir yolculuğa şahit olurken, karşılaştığımız karakterlerin de etkisi oldukça fazla. Stan karakteriyle Brayn Cranston, State karakteriyle Dean Norris. Brayn ve Dean için ayrı parantez açmak gerek, yolculuk esnasında kattıkları keyifli vakitler epeyce tebessüm etmemizi sağlıyor. Ve tüm oyuncuların başarılı performanslarına da şapka çıkarmak gerekiyor.
Kariyerinin zirvesini ‘Little Miss Sunshine’ ile ilerleten muhteşem senarist Michael Arndt, En iyi Özgün Senaryo Oscarı’yla bu keyifli yolculuğu taçlandırmış; beraberinde 79. Akademi Ödüllerinde En İyi Film Dahil 4 dalda aday olurken bunların ikisini kazanmış.
Gerek değinildiği hassas konular gerekse verilen önermenin derinliği, filmin jeneriği akarken kısa bir süre düşündürüyor.
Sanırım biraz da bu yolculukla ilgili spoiler vermek gerekiyor.
Evet, yolculuk sırasında yaşanan negatif durumlar olsa da pes etmeyen bir aile izliyoruz. Lakin bunların yanında, kızları olan Olive’nin hayalini gerçekleştirmek, en büyük motivasyonları. Negatif durumlar diyerek küçümsediğim etkenlerden birisi, yolculuktan önce ve yolculuğun bir kısmına eşlik eden Olive’nin umut kaynağı, eroin bağımlısı ve susmak bilmeyen ağzıyla Edwin Dede’nin ölümü. (Alan Arkin) Bu cümleleri yazarken bile gülümseten anlara şahit olmam izleyeceğiniz vakit absürt gelse de bir o kadar da motive ediciydi. Richard’ın kızı için yaptığı fedakarlık paha biçilemezdi. Spoiler dememe rağmen açıklayamıyor olmam da izlemenizi istiyor olmamla ilgili sanırım.
Bu keyifli yolculuğa mutlaka şahit olmalısınız.
Şimdiden iyi seyirler.
Comments