top of page
Yazarın fotoğrafıGurur Sönmez

Müzik Belgeselleri -1: Woodstock '99: Tam Bir Felaket (2022)

Güncelleme tarihi: 17 Eyl 2022

Nemli bir sıcak... Su ve yemek, festivalin başında elinizde alınmış. Ne içün? Tabii ki içeride daha pahalıya su, yemek ve içecek satmak için. İyi, peki... Diğer şeyler? Yani "kafayı bulduran şeyler" bunlar dışarıdan getirilen yiyecek ve su kadar tehlike yaratacak maddeler olarak görülmediğinden, kafayı bulan öfkeli kitlenin; çöplere, sıcağa, pahalılığa ve müzik gruplarının olayları daha da köpürtmesiyle etrafa, insanlara zarar vermesiyle, çoğu gözlemci, katılımcı tarafından festival, tarihe felaket olarak geçmiştir.

Festivallerin genel özellikleri, çadır alanlarının yeterince dış hava şartlarından izole edilememesi, iğrenç tuvalet kabinleri ve dışardan yiyecek, içecek sağlayan işletmelerden pahalıya beslenmek. Eğer iyi bir organizasyonsa, ortalıkta oluşacak çöp, çamur, su sızıntısı gibi insanı rezil edecek etmenlerin önüne geçebilir.


Ancak Woodstock 99’da bunlardan çok azı sağlanmış. Belgesel içinde de bahsedildiği gibi “hadi çeyrek milyon insanı festivale getirelim ve ne olacak bakalım” düsturunda festival düzenlenmiş gibi bir organizasyon planlamasını görüyoruz.

woodstock 91 organization
-Aaabi bu alana çeyrek milyon insanı yıcaz. hiç bir önlem de almıcaz nasıl fikir?

Festivalin ilk düzenleyicileri ve organizatörleri meşhur Woodstock 68 ile aynı, ancak toplumsal ve zamanın politik koşullarına göre daha farklı bir atmosfer var 99’da. Grupların müzik tarzları da 68’deki “çiğ produksiyonun” aksine cilalanmış, djlerin işin içine girdiği Nu-Metal denilen farklı bir müzik türü ile uğraşan müzik gruplarının; Limp Bizkit, Korn gibi aşırı popülerliği festivalde headliner olarak yer almış. Rage Against the Machine ve Red Hot Chili Peppers da bu grupların yarattığı karmaşayı daha fazla körüklemiştir.


İnsanlar, arabalarını park alanına getiriyor, bırakıyor. Cep telefonu yok. Birbirini kaybeden, ortak alanlarda buluşuyor; ama ortak alanlarda da birbirini kaybedenlerin aynı anda bulunması ayrı bir sorun. 99’da benim bile cep telefonum vardı, Amerikan gençliğinde neden yoktu acaba 

"Listen to RAGE (Sahne Alan protest grup Rage Against to Machine'e referans" Down with profit stock"
"Listen to RAGE (Sahne Alan protest grup Rage Against to Machine'e referans" Down with profit stock"

Korn, ki bu konserden 4-5 yıl sonra benim de hayran olacağım müziğin ilk şarkılarını çaldığında insanlar gerçekten deliriyor. Sıranın en önünde olan biri, diğerlerinin zıplamalarıyla oluşturduğu dalgaya kapılırsa vücut iradesinin tamamını kaybederek muallak yere savrulduğunu görüyoruz belgeselde.

"open your tits" "woodstock 91'"
Kardeşim üzerinizdeki keşke "çamur" olsa...

Kızların göğüslerinin açılması, çıplaklık 68’ festivaline bir gönderme aslında ama toplum ve o dönemki hippi kültürününün çok uzağında olan bu festival topluluğunda çok kötü sonuçların doğmasına neden oluyor. 68 ve hippi kuşağının oluşmasındaki toplumsal nedenlerin oluşumundan farklı 70-80 doğumlu bu kuşak daha içine kapanık, bireysel hayatlar yaşarken birden içinde bulundukları “özgürlük alanı” ve bunun yanında alkol, uyuşturucu; susuzluk, sıcaklık ile birleşince kendi içinde bulunduğu izole hayatındaki farklı personasını ortaya çıkardığı bir alan olarak önlerine sunuldu.

plywood, limp bizkit, breaking stuff
"Limp Bizkit - Break Stuff" Plywood dedikleri parçanın üzerinde tepinirken.

Cuma gününden itibaren pis hale gelen tuvalet ortamı, içeride satılan su satıcılarının erzağının tükenmeye başlamasından suyu 5 dolara satmaları (99 enflasyonuna göre sanırım şu an 8-9 dolar vb ediyordur) insanlar tuvalet etrafına konuşlanan duş alma/bedava su içme alanının borularını patlatıyorlar. (sıra beklememek ve borudan fışkıran suyu içmek ve suyla yıkanmak için)

Woodstock '99 "yaşam alanı"
Bush zamanı çöp dağları

Bu patlayan boru, tuvalet alanında olduğundan ortalıkta çamurla karışık, insan dışkılarının bir araya karıştığı bir kıvam ve bu kıvama kendini bulamaya hazır insanlar bulunuyor. Çamurun içinde yüzüyoruz derken aslında 250.000 kişinin dışkılarından oluşan havuzun içine dalıp “kirlenmek güzeldir” mottosuyla yüzüyorlar, çamurda...

woodstock, people cover with shit-mud
Kardeşim kirlenmek güzeldir ama o üzerinizdeki çamur değil maalesef, insan dışkısı...

Limp Bizkit geldiğinde insanlar çıldırmaya hazır hale geliyorlar. Bir şarkıda Fred Durst “Breaking Stuff” şarkısını, insanları kışkırtmak için bilerek daha bir coşkuyla ve şarkı arası ufak yönlendirmelerle insanları etraftaki işletmelerin veya festival alanını çevreleyen, plywood dedikleri tahta parçalarını sökerek ve insanların üzerinde sanki sörf yapıyormuşçasına dolaşmasıyla olaylar kızışıyor. Sesin alana nasıl ulaştığını kontrol eden 800 metre ötedeki ses kontrol kulesini izleyiciler sarsmaya başlıyor. Kuledekilerin hayatı tehlikeye girmeye başlıyor. Tahliye de edemezler. Dışarıda bir sürü azgın izleyici var.



Tam bu noktada Limp Bizkit o zamanın en hit şarkılarından biri olan Nookie’sini çalacakken, kule Fred Durst üzerinden izleyiciyi sakinleştirmek için mikrofonun sesini kısıyor. Sadece müzik enstrümanların sesi çıkıyor. Bizim Fred Durst’ün yayında sesini duymamızı sesin direkt DI-Box’dan çıkmasına bağlıyorum teknik olarak. Yani 2022’de Youtube'da Fred Durst “mikrofonumu niye açmıyorsunuz, beni duyabiliyor musunuz” derken, seyirciler belli bir süre duyamıyor aslında. O yüzden seyirciler şarkıyı beklerken, Durst de mikrofonu çalışana kadar şarkıya girmeyi reddediyor. Sahneye görevlilerden biri geliyor orada “sakinleştirmen lazım kuleye saldırıyorlar, kuleye saldırıyorlar" diyor ama önemsemiyor Durst. Önemsemesi gerekir mi? Bence değil. Sonuçta güvenlik ve organizasyon onun görevi değil. Organizasyonun her senaryoyu düşünmesi gerekirdi.


Daha kötüsü Red Hot Chili Peppers sahnesi geldiğinde, daha önceden planlanan ve bir “toplumsal olaya” farkındalık yaratmak için insanlara mum dağıtılması.. Yani son güne gelinmiş. Woodstock meydanındaki rezillikler, mağduriyetler ortada. Belediye başkanı bile görüyor ortamı. Ancak son gün, kalabalığın eline mum veriyorlar ve Red Hot Chili Peppers repertuarında resmi olarak yer almayan Hendrix’in Fire şarkısını çalmaya başlıyor... Ne dahice değil mi?


Daha sonrasında ufak tefek yangınlar çıkmaya başlıyor. Amerika’nın ordu ve polis arasında, aslında bizde tam karşılığı olmayan bir kolluk kuvveti olan ‘National Guard’ lar artık olaya el atmaya başlıyor. Yangın diğer yerlere de sıçrıyor. Parayla satış yapan dükkanların tüpleri, yakılan ateşler sonrası birer birer patlıyor.


Belgeselde ve Woodstock 99’da öne çıkan gelişmeler:

  • Tuvaletler, kapısı açılmayacak şekilde koku yayıyor ve rezalet haldeler.

  • Aşırı sıcak ve bunun yüzünden bir sürü kişi susuzluk yüzünden bayılıyor, nöbet geçiriyor.

  • Taciz ve tecavüz iddiaları. Tacizleri direkt müzik gruplarının sahne performanslarını izlerken seyirciler arasında görebiliyorsunuz. Tecavüz iddiaları ise yerel ve ulusal olarak haber olan ama muallakta kalan bir konu.

  • Uyuşturucu kullanımına görevliler tarafından müsaade ediliyor. İçeri yemek ve basit içecek sokamıyorsunuz ama illegal her türlü içeriğin içeri girmesine müsaade ediliyor.

  • Woodstock 68 gibi, söylenene göre barışçıl, kolektif ve “davası olan” nesil yerine 99’da toplumdan izole olarak yaşamak zorunda kalan insanların sosyal ortamlarda nasıl hareket edeceklerini anlayamadığımız, pis enerjiyle ve madde kullanımıyla ortaya daha fazla konforsuzluk yaratacak durumların nedenini görüyoruz.

Woodstock, Light Perform by RHCP
3. ve son gün, bir organizasyonda yapılacak en büyük hata, 250.000 kişiye mum verip şarkıya eşlik etmelerini sağlamaktır.

Tabii katılan herkesin deneyimi tamamiyle "felaket" değil. Üzerinden zaman geçtiği için hatırlarımızdaki kötü olaylar, kötü olayların travmatik etkisini bir kenara bıraktığımızda olumlu kısımlarını hatırlamaya programlanmış gibi olabiliyor. Festivalin ana sorunları olarak, dış kaynaklı hizmet sağlayıcıların, yüksek fiyattan su, yemek satışı yaptığı, yüksek hava sıcaklığı, güvenlik ve hijyen denetimsizliği ve eksikliği olarak özetlenip "güzel festivaldi ya" şeklinde ifade edilen açıklamalara da rastlayabiliyoruz günün sonunda.


Bu türden festivalin büyük bir kalabalığın sunduğu anonimliğin, engelleri nasıl buharlaştırarak şiddete, yıkıma ve cinsel saldırıya yol açabileceğini de gösteriyor.

Jawel, Woodstock 99'
Jawel ve diğerleri gibi "soft" müzik yapanlar, sert Nu-Metal grupların arasında tampon görevi görüyordu.

Belgesel dizisiyle alakalı karşılaştığım bazı yazılardan kısımlar:


"Belgesel dizisi, hem '69 hem de '99 festivallerinin ırksal olarak homojen olduğunu tartışmıyor - barış ve sevgiyi ele aldıklarını iddia ederken, ırkçılık, cinsiyetçilik gibi barış ve sevgiye giden yolculuğu etkileyen gerçek dünya meseleleri. sınıf ayrıcalıkları (festival müdavimleri yüksek bilet ve ulaşım masraflarını nasıl karşılayabiliyorlardı?) tartışılmadı."


Dizi, kadınların taciz edilmesi ve cinsel saldırıya uğraması gibi festivalde yaşanan gerçek trajediler göz önüne alındığında, isyanın beyaz erkek öfkesinden, hak edilmemiş bir öfkeden kaynaklandığına değiniyor... Dizi, bu genç beyaz adamlara, eylemlerini hesaba katmadan bir şeyleri yakmalarını söyleyen kültüre sadece ipucu veriyor. Bu, izleme deneyimini içe dönük bir alıştırmadan daha az ve izleyiciden algılanan saçmalıkta duraksamasını ve kıkırdamasını istemekten daha fazlasını yapıyor.

Yazının tamamı için tıklayın.


2. Bölümün Merkezi kamera kayıtları olmayan en dehşet kısmı: Fatboy Slim'in (Norman Smith) setinde kalabalığın içinde gerçek bir minibüs gördüğünü hatırladığı bir sekanstır; sahne yöneticisi A.J. Srybnik soruşturmaya gönderildi - Srybnik'in anlattığına göre, minibüsün içinde genç bir kız buldu, "gömleği göğüslerinin üzerine çekilmiş, pantolonu ayak bileklerinin etrafında", bir adam şortunu geri giyiyordu. Kız ambulansla götürüldü.



Smith, röportajı sırasında, kelimenin tam anlamıyla önünde gerçekleştiği iddia edilen cinsel saldırı hakkında bilgilendirildiğinde, haberler karşısında gerçekten şaşırmış görünüyor. "Bütün o insanların eğlendiğini ve benim herkesin birbirini sevmesini istediğimi düşünmek, burnumuzun dibinde olan şeyler arasında düşünmek iğrenç" diyor.


Woodstock'un orijinal organizatörü Michael Lang, festival sona erene kadar herhangi bir cinsel saldırı haberi duymadığını söylüyor. Bir noktada, "Biletlerinizi alan insanları inceleyemezsiniz - yapamazsınız" diye yakınıyor.


Belgeselin büyük kısmı katılımcılara değil, durumu daha da kötüleştiren sahne arkası sorunlarına odaklanıyor. Belki de en vahşi ifadesi: Woodstock '99'daki zamanları hakkında röportaj yapılan festival katılımcılarından birkaçı, özellikle “Heather” ile, korkutucu bir deneyim olsa da, buna sahip olmaktan memnun olduğunu söyleyerek, deneyim hakkında sevgiyle konuşuyor.

Durst, braking stuff Woodstock 91'
Limp Bizkit, Durst, herkesi "bir şeyler kırmaya çağırırken"

Belgeselin başında Jewel ve Bush'tan Gavin Rossdale, Korn'dan Jonathan Davis ve Fatboy Slim'den enerjinin önemini, 200.000 aç, susuz, sömürülmüş hayrandan oluşan bir kalabalığın her an nasıl idlerine dönebileceğine şahit oluyoruz. Orijinal Woodstock barış, sevgi ve müzikle ilgili olarak sunulurken, Woodstock '99 bir şekilde hayatta kalmakla ilgiliydi.
disposable camera, woodstock 91'
Yıl 99' abi dur Selfie olayına çok var. İndir o "disposable" kameranı

Seri, özellikle nostaljik iyimserlikten tam bir ihmale giden planlama toplantılarının VHS görüntülerinden başlayarak, sahne arkası görüntüleri ile ilgi çekici. Woodstock '99'un doğru niyetlerle nasıl tasarlandığını görebilirsiniz; Yiyecek, su ve malzeme maliyetlerini düşürdüklerinde ve olayı kavurucu sıcak bir asfalta yerleştirmeye karar verdiklerinde bu niyetlerin aynı hızla ortadan kalktığını görebilirsiniz.


Metaforlar tam orada. Woodstock '99'un geçtiği Roma (New York) yandı; Wyclef Jean, Jimi Hendrix'in “The Star Spangled Banner”ın Woodstock versiyonunun düşmanca bir cover'ını oynadı ve ardından gitarını parçaladı, burada şenliğin dalgalanan öfkesini yakalayan sert bir kesim; sonra zenginlerin ve yoksulların (dışkılarıyla kirlenmiş sularıyla) tüm görüntüleri vardır. Belgesel, daha büyük önemine çok fazla inmiyor, ancak şiir büyük ölçüde kendisi için konuşabilir.

Woodstock, water and bath problem, query
Tuvaletin yanındaki yerde insanlar duş alıyordu, dişini fırçalıyordu. Kanalizasyon suyuyla normal su birbirine mi girmişti meçhul.

"Trainwreck", her gün için bir bölüm ile hızlı bir şekilde ilerler; farklı temaları, popüler kültür referansları, isim damlaları ve genel schadenfreude her zaman göze çarpar, ancak bu keskin doğa, büyük resimdeki daha önemli veya ilginç parçaların bazılarını gözden kaçırmaktan suçlu olabilir. Ünlülerin sahne arkasında gösterişsiz, sponsor ağırlıklı konaklamalara nasıl davranıldığı veya diğer her şeyde olduğu gibi benzer bir yönerge eksikliğiyle sefahati yayınlayan izleme başına ödeme öğesi hakkında daha fazla şey olabilir.


"...asıl saçma olan bu gelişmelerin ne kadar bariz olduğuna şaşırmaktır. İnsanlara hayvan gibi davranır ve onları dört dolarlık su şişeleriyle sömürürseniz misilleme yapacaklardır. İsyan edecekler. Ve eğlence durduğunda, onları sakinleştiren tek şey, tüm kırgınlıkları ile baş başa kalacaklar. Bir yere gitmesi gerekiyor. Bu durumda, burada konsere gidenler arasında bulaşıcı bir dürtü olarak tanımlanan kaosa ve yıkıma yol açtı. Bu hikayede pek çok şey önlenebilir ve tahmin edilebilirdi ve bu belgesel, birbiri ardına zorlayıcı bir geçişle çöküşünü gösteriyor."

hot Woodstock 91', old Airbase
Aşırı sıcak ve sığınacak yer yok.

"Griffiss Hava Kuvvetleri Üssü, kapanmış yerine festival için hazırlanılmış bir hale getirilmişti O zamanki belediye başkanı Joseph Griffo Woodstock için: "yerel ekonomiyi canlandırmak için bir şanstı; ayrıca rock yıldızlarının ellerini (para yüzünden) ovuşturmaktan da zevk aldığı belliydi. Organizatörler bir uçak hangarını haftasonumu için bir eğlence alanını dönüştürdüler ve üssün çevresine sekiz millik bir “barış duvarı” inşa ettiler, amacı hippi duvar resimleriyle ince bir şekilde gizlenen yatırımlarını korumaktı. Kısıtlı bütçeler, gıda hizmetini fahiş fiyatlar belirleme gücüne sahip satıcılara dağıtmak ve gerçek güvenlik görevlilerini işe almak yerine, bir katılımcının esasen “sarı tişörtlü çocuklar” olarak tanımladığı bir “barış devriyesi” işe almak anlamına geliyordu."


Time' da alıntılan bu kısımda organizasyonun en baştan ne kadar gelişigüzel tasarlandığı açıklanmış durumda. Bize düşen belgeselde çeyrek milyon insanın belirli lükslerini ve hatta temel ihtiyaçlarını ellerinden aldıklarında neler yapabildiklerini izleyip..gerisi sizin yorumlamanıza kalmış. İster haftasonumu eğlencesi olarak bakın, ister psikolojik açıdan isterseniz sosyo-ekonomik açıdan. Belgesel bize belge olarak bu tespitleri yapabilmek için derli, toplu bir kaynak sağlıyor.


Yazı: Gurur Sönmez




İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page