top of page
Yazarın fotoğrafıEmel Timorci

JAULA - 'Kafestekiler'

Güncelleme tarihi: 28 Kas 2023

Reçel, çizgiler, penguen ve biraz kahve. Bunlar bize ne anlatabilir? Netflix'te 'Kafestekiler' ismiyle 2022 yılında yayımlanan, yönetmen koltuğunda Ignacio Tatan'ın olduğu ve senaryosunu Isabel Pena ile Ignacıo Tatan'ın kaleme aldığı gizem dolu filmi inceleyelim.


İspanyol yapımı olan Kafestekiler filmi, birçok gizemi ve soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Suç, gizem, gerilim ve psikoloji türlerini muntazam şekilde işleyen İspanyol sineması bu sefer de bizleri merakta bırakmayı başarıyor. Film başlarken, jenerikte özgün bir tarzda tebeşir çizimlerine rastlıyoruz. İlk olarak 'jenerik işte' dedirtip ilgimizi çekmese de bu tebeşir detayını şimdiden aklınızda tutun derim. Görünürde bir ön hikayesi bulunmuyor ve anlık olarak kendimizi olayların içinde buluyoruz. Bir çift arabayla seyir halindeyken önlerine gizemli bir kız çocuğu çıkıyor. Bu karşılaşma, film evreninde daha önce denk geldiğimiz 'senaryolar'. Eğer ortada kayıp birisi varsa, klasik olarak terminaller, ormanlar, otobanlar bu tarz konular için biçilmiş kaftan gibi görünüyor. Klasik dediğime bakmayın, bunu iyimser bir görüşle söylüyorum. Bu saydığım seçenekler ne kadar çürümeye yüz tutmuş olsa da korku filmlerindeki asıl kızın her daim beyaz uzun elbise giymesi kadar dehşet verici değil.


Kayıp kız, yani Clara, hastanenin ardından Paula ve Simon'un evinde kalmaya başlıyor. Tamamen bir gizemden oluşan Clara'nın derinlerde yaralayıcı şeyler yaşadığı çok belli oluyor. Hal ve hareketlerini çözmeye çalışan çift, Clara'ya çok kuvvetli bir anlayış sergiliyor. Bu noktada film bizlere travma sahibi çocuklara nasıl yaklaşıp, bağ kurmamız gerektiğini de aktarmış. Anne olmak için her gün kasığından kendine iğne yapan Paula'nın, anne olmasa bile, anaçlığı ile hiç tanımadığı Clara'ya büyük bir sabır, empati ve sevgi ile yaklaşması ise gözden kaçmıyor. Clara'yı tanımaya çalışırlarken bizler de bu vesileyle olayları kafamızda oturtmaya çalışıyoruz. Çünkü filmde hiçbir şekilde Clara hakkında flashback sahnelerine tanık olmadık. Flashback kullanmamalarının sebebi, merakı zinde tutmak ve daha sürükleyici bir pozisyona sürüklemek istemeleri olabilir. Fena fikir de sayılmaz.


Clara'nın içine kapanıklığı dışında kendisini sınır içinde daha güvende hissettiğini görüyoruz. Hatırlıyor musunuz tebeşir ismini unutmayın demiştim. Clara, tebeşir ile çizilmiş sınırlarda kalabiliyor; buradan da geçmişinde bir itaatkar olabilme durumunun olduğu çıkarımını yapabiliriz. Söz dinlemek ve verilen sınırlara, emirlere itaat etmek... Sonrasında devam eden olayların bize yansıttığı merak, filmin sonuna kadar devamlı bir şekilde taze kalmaya devam ediyor. Paula'nın yaşadığı sıkıntılara rağmen çabaları bir dedektif gözünden daha yararlı görünüyor. Evde gerçekleşen reçelin içinden cam kırıklarının çıkması ve kişilerin bundan zarar görmesi Clara'yı bize masum oluşu kadar tehdit edici de gösteriyor. Ve böylece Simon'un gözünde evden gitmesi gerektiği kanısına varılıyor. Filmin başlangıcında her ne kadar doğaüstü, paranormal tadını alsak da, izledikçe işin daha ciddi ve karmaşık olduğunu anlıyor ve olayı mistik yönlere çekmediği için İspanyollara buradan teşekkür ediyoruz. Kurgu devamlılığı hakkında ufak tefek ve birkaç mantık hatası olsa da film hala kendini izletmeye devam ediyor.


Clara'nın çizmiş olduğu resim ilk başta tuhaf gözükse de hikayenin düğümünü çözmek için en büyük kanıtlardan bir tanesi. Filmde en hoş olan kısımlardan biri, anlamsız gözüken şeylerin filmin bir noktasında gizeminin çözülüp anlamını yakalaması. Clara'nın resminden söz etmişken, karaktere can veren Eva Tennear yaşından büyük bir performans ile izleyiciyi kendine hayran bırakıyor. Çünkü böylesine travmatik bir beyni ve ağırlaşmış bir ruhu canlandırmak yetenek ister, bunu da söylemiş olalım.


Paula kendisine yanlış gelen ve şüpheli durumları çözmeye başlarken adli tıpta çalışan bir kadınla konuşuyor. Artık çok sık denk geldiğim, tamamen ikna kabiliyeti olarak bu repliği kullanan film ve dizileri görüyoruz. Birini hemen ikna mı etmek istiyorsunuz? Ona hemen sesinizi titreterek şu soruyu sorun: 'senin hiç çocuğun var mı?' veya 'siz anne-baba mısınız?' İşte tam o an karşınızdaki kişi susacak, gözleri dolacak ve anında ikna olacaktır... cidden bunu yapmayın artık, yeterli... Filmin sonlarına doğru yavaş yavaş doğru ya da emin olduğumuz şeylerin boyutunun çok farklı olduğuna tanık oluyoruz, mesela reçel olayı. Gizemin ve Clara'nın geçmişine açıklık getirmek isteyen Paula, en son, soluğu karşı evde yaşayan misafirinde alıyor ve olaylar daha karmaşık bir hale geliyor.


Şimdi de açık bir şekilde olması gerekenleri söyleyelim. Filmi bitirmek için bu kadar aceleci davranmaya gerek var mıydı? Çözümleme konusunda eksikleri var. Film bir anda bitiyor ve olaylar hakkında neyin nasıl olduğunun cevabını alamıyoruz. Oyuncuların replikle anlatılmasından değil, göze görülür bir olay bile yok ortada. Birçok soru havada bırakılmış. Clara ve biyolojik annesinin asıl hikayesi neydi? Neden bu hale geldi, seçilmişler miydi? Güzel bir gizemle başlayan ama birkaç mantık hatası barındıran; konuyu ortadan ikiye bölen, olayların aslını, geçmişini anlatma taraftarı olmayan bir film, değişik bir kapanış ile bitiyor. İzlenmeyecek bir film değil; ortamda, bu havada kalmış konuları konuşabileceğiniz bir 'İspanyol yapım' klasiği.





2.834 görüntüleme1 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Guest
Mar 23, 2023

Filmin bitiş şekli ile yazdıklarınıza katılıyorum, asıl olay İngrid denilen kızama hikayesini öğrenemeden bitti. Tek anladığım Claranın annesinin İngrid olduğu...

Like
bottom of page