top of page
Yazarın fotoğrafıAlphan Karabat

Christopher Robin (2018)

Güncelleme tarihi: 5 Kas 2022

Birçoğumuzun çocukluğunun çizgi filmlerinden tanıdığı Winnie the Pooh, 2018 yılında Marc Forster tarafından live action filmi olarak Christopher Robin filmiyle geri döndü. Sadece Winnie değil tüm arkadaşları artık gerçek dünyada. Christopher Robin olarak Ewan McGregor bizleri karşılıyor.



Chirstopher Robin artık bir yetişkin ve ciddi bir yaşamı vardır. Bunun sebebi ailesinin, onu küçük yaşta yatılı okula gönderip iyi bir eğitim almasını sağlamalarıdır. Christopher Robin, küçük yaşta babasını kaybeder, zor anlar yaşar. O zamanlarda başlayan dünya savaşlarının devam etmesiyle orduya girer ve arkasında hamile eşini bırakır. Neyse ki sağ salim evine döner. Savaş da bitmiştir. Özgür bir İngiltere’de kızı ve karısıyla yaşayan Christopher, bir bavul şirketinin mali işleriyle ilgilenmektedir. İşini de harika yapmaya çalışan biridir Christopher.


Christopher, ailesinden öğrendiği gibi her zaman başarılı olmak isteyen biridir. Bu yüzden kızını da öyle yetiştirmeye çalışır. Tabii kızı bundan pek hoşnut değildir. Christopher’ın çocukluk zamanındaki oyun ve eğlence içgüdüsü artık yoktu. Ona bakınca karanlık bir his hissetmek mümkün. Ertesi sabah, kızı ve karısı dağ evine tatile giderler; Christopher ise ailesine ayıracak zamanı olmadığı için işe gider.


Küçük bir kıvılcım, büyük yangınlara yol açar değil mi? Bu kıvılcımı Christopher’ın kızı ortaya atıyor. Babasının el çizimlerinden olan Ayı Winnie’nin resimlerinden birini mutfağa koyuyor. Bunu görünce Christopher, tabii ki eskiyi hatırlayacaktır. O eski arkadaşlarını nasıl unutsun...



Bu hatıralar bence bir büyüydü. Yüz Hektar Ormanı'nı sisler içerisinde görürüz. Christopher’ın eğlenceli zamanından hiç eser yoktur. O zamanlarda renkli doğa ve açık hava vardı. Bu an anlıyoruz ki, o evren sanki Christopher’ın iç dünyasının bir yansıması. Winnie o karanlıkta gezip, birden kendini Chirstopher’ın geldiği ağacın oluğunda bulur. İçeri girince Winnie, Londra’da bir parka gelir. Orada, Chirstopher ile karşılaşır. Christopher, onu alıp eve girer. Evde eski eşyalarına bakıp tüm eski dostlarını hatırlar. Chirstopher, Winnie’yi geri götürmeye karar verir.



Chirstopher Robin’in, aslında bir bunalımda olduğunu söyleyebilirim. Ailesinin ona olan davranışları, şehre gelince arkadaş edinememesi, dünya savaşlarının çıkması gibi sorunlar üst üste geldiği için bu travmalar normaldir. Daha iyi yaşama çabası da ailesini arka planda bırakmasını sağlıyor. Farkında değil ama ailesinin yaptığını o da kendi kızına yapıyordu. Bunun farkına varabilmesi için çocukluğunu hatırlamalıydı. Bu yüzden Winnie uyandı ve Londra’ya geldi. İşte bu KADER!


Christopher, Yüz Hektar Ormanı'na gider ve Winnie ile diğer arkadaşlarını bulmaya çalışır. Onları bulur ama kimse onun olduğuna inanmaz, çünkü aradan 30 yıl geçmiş, normal. Onlara kendini kanıtlamak için çocuk olmalı. O da çocuk olup bir oyun uydurur. Heffalump’ı yakala oyunu. O oradaymış gibi yaptığında eşek Iyor ona inanmaya başlıyor ve ayak uyduruyor. Böylece herkesin güvenini tekrar kazanıyor. Bu davranış, insanın zaman zaman çocukluğuna dönüp anı yaşaması gerektiği ve sevdiklerine her zaman vakit ayırması gerektiğini anlatıyor.



Ormanda kaybolan eşyalarını Tiger, onun çantasına tekrar koyar ve herkes onu yolcu eder. Tiger’ın aslında onun iş dosyalarını koymadığını fark edince Winnie ve arkadaşları Londra’ya geri dönmeye çalışırlar. O sırada Christopher’ın kızıyla tanışırlar. Birlik olup Londra’ya ola alırlar. Bir maceranın ardından dosyaları ulaştıramasalar da Christopher’ın bir şeyin farkına varmasını sağlarlar: kendisine de vakit ayırması gerektiği.


Christopher’ın çalıştığı şirketin bir bavul şirketi olduğunu söylemiştim. Bu şirket tam bir İngiliz şirketidir. Sosyal sınıf ve toplum ayırımcılığının olduğu bir şirkettir. Bavulların üretildiği hedef kitle, en zenginlerdir. Bu da müşteri sayısını azaltan bir durumdur. Christopher’ın önerisi o bavulların daha da uygun fiyata satılıp herkesin almasını sağlamaktı. Bunun için de köle gibi çalışan şirket elemanlarına izin vermek, onlara tatil hakkı tanımak. Böylece sevdikleriyle istedikleri yerde vakit geçirebilecekler ve tabii ki seyahat için bavul alacaklar.


Christopher artık ailesinin mutsuzluğunu göremeyecek kadar kör olmadığı için Yüz Hektar Ormanı da eski haline, eski rengine dönmüştür.


Christopher Robin filmi, karakterin iç dünyasına odaklanan bir yapımdır. Sosyalist bir alt metni olsa da işledikleri konu gündelik bir anlama taşınabilmiş, tabii Ayı Winnie ile. Bu yönden senaryosunu başarılı bulduğum bir film oldu bu.


Filmi izlerken sürekli Christopher’ın şizofren olup olmadığını sorguladım. İzleyen herkesin bunu düşündüğüne eminim. Çünkü birçok kanıtı var. Bir ağaç oluğundan giriyorsun ve başka evrene geçiyorsun. Bu evrende canlı oyuncakların var ve konuşan iki hayvan. Evet, mesela bu da bir kanıt. Baykuş ve Tavşan gerçek dünyaya gelmiyor. Sadece Winnie, Tiger, Piglet ve Iyor.



Ben Winnie the Pooh’un hikayelerini ve filmlerini küçükken çok izler okurdum. Bu yüzden filmi izlerken bazı unsurlar dikkatimi çekti. Winnie’nin bal tutkusu gibi. Filmde, balları kafasını kavanoza sokarak yiyordu. Merdivenden düştüğü sahne de… Çizgi filmlere süper göndermelerdi. Benim gibi eski hayranların, dolu gözlerle izlediklerine eminim. Özellikle de Christopher’ın ona kırmızı balon alması…



 
52 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page