Bir Gürcistan İsveç ortak yapımı olan And Then We Danced '' Ve Sonra Dans Ettik'' bir kendini bulma filmini geleneksel Gürcü dansı üzerinden işleyerek farklı bir perspektif kazandıran Levan Akin filmidir.
Levan Akin'in Gürcüstanda ki Lgbt karşıtı yürüyüşlere ve baskıcı topluma karşı dikkat çekmek üzerine yaptığı film ülkedeki tutucu insanları kızdırmasına sebep olur. Filmin galasını basan kilise ve tutucu toplumlar yüzünden film 92. Akademi Ödülleri'nin En İyi Uluslararası Film Akademi Ödülü kategorisinde yarışmak üzere İsveç'in aday adayı olarak gösterilir.
Film, ailesi gibi bir Kafkas dansçısı olmak isteyen Merab'ın ''Levan Gelbakhian'' hikayesini anlatıyor. Merab, profesyonel bir Kafkas dansçısı olamaya çalışan aynı zamanda da bakmak zorunda olduğu ailesi dolayısıyla da bir restoranda garsonluk yapan bir gençtir. Merab'ın hayatı bir gün kursa gelen Iraklı ''Bachi Valishvili'' ile tanışmasıyla tamamen değişir. Merab, Iraklı ile tanıştıktan sonra kimseye karşı hissetmediği duyguları ona karşı hissetmeye başlar. Bunun üzerine yıllardır dans ettiği ve sevgilisi olan Mary'i terk eder. Alkolik abisi ve fakir ailesi ile sürekli kavga eder.
Merab, bunların hepsini Iraklı ile istediği gibi yaşayamadığı ilişkisi ve sürekli eleştirildiği seçimleri yüzünden yapar. Bunun en büyük nedeni, Merab'ın kendi evinde kendi gibi olamayacağını anladığı an yediği manevi yumruk ve doğrulmak için tutunduğu dalın da kırılması olur.
Filmde sürekli Gürcü dansında yumuşaklığa ve akışkanlığa yer yoktur vurgusu yapılmaktadır. Bunun nedeni ise Merab'ın, dansı denilenin aksine daha estetik ve yumuşak şekilde kabul görülenin dışında yapmasıdır. Film, Gürcü dansının gücünü kendi erkekliklerini zorla dayatan bir beden dışavurumculuğu ile yansıtır. Bu kadar erkeklik dışavurumculuğunun altında aynı zamanda dansa karşı bir şehvet ve tutku yatmaktadır. İşte bunların hepsini kendinde toplayan Merab'ın filmin sonunda ki dansı bu yüzden çok güçlüdür.
Film içinde çok fazla klişe, melodram ve devamlılık hataları bulundursa da Levan ve Bachi o kadar iyi oyunculuk sergilemişler ki bir zaman sonra film izlediğinizi unutuyor ve sanki onları gizli kameradan izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Bir gençlik filminde göremeyeceğiniz kadar fazla melodram içermesine rağmen oyunculuklarla bunu çok iyi ört pas etmişler.
Teknik açıdan bakacak olursak da filmde çok basit devamlılık hataları da göze çarpıyor. Normal bir izleyenin fark etmesi zor olsa da bazen filmden kopmanıza sebep olabiliyor bu devamlılık hataları. Filmde Merab'ın son dansını yaptığı sahnenin tek plan ile çekilmiş olduğunu fark ediyoruz. Tek plan sahne bence bu filme çok yakışmış. Çünkü danslı filmlerde daha çok sahneler kesilerek, farklı açılar kullanılarak bir kurgu oluşturulur ancak bu film onu tercih etmeyerek farklılığını göstermiş.
İzlerken tüm duyularımla sarıldığım bu film bana insanların seçimlerini eleştirmemeyi daha da iyi öğretti. Kapalı toplumsal yapının içerisinde kendisini bulmaya dair gördüğüm en zarif alt metinlere sahip filmlerden birisidir. Burada ayrıca parantez açmamız gereken kişi ise kültürel kimlik meselesini cinsel kimlik meselesiyle eşleyip bundan sanat ve aşk dolu bir hikaye çıkartmayı başaran Levan Akin’dır. Film bittiğinde kendimi ayakta alkışlarken buldum. Ayrıca o ne güzel bir son sahneydi öyle. Merab dansını bitirdiği an '' Lütfen film burada bitsin.'' diye yalvardım içimden. Tam istediğim oldu ve film orada bitti. Ancak Merab'ın dansının yankısı hala kafamda devam ediyor.
Comments