top of page
Yazarın fotoğrafıGurur Sönmez

20.000 Arı Türü / 20.000 Especies de Abejas / 20,000 Species of Bees

Güncelleme tarihi: 12 Nis 2023

20.000 Arı Türü, biçimsel olarak klasik Arthouse filmlerinin formüllerini barındırıyor. Anlatısını ise henüz 8 yaşındaki bir çocuğun cinsel kimlik krizinin üzerine kuran bir film. Biyolojik olarak erkek olarak doğan ve erkek ismine sahip bir çocuğun, büyüklerine ve yaşıtlarına karşı kendisinin bile tam anlamlandıramadığı cinsel kimliğini benimsetme savaşı; sakin, doğal ve durağan bir şekilde verilmiş. Film, heteroseksüel kimliğe sahip olan birisi için, empati kurma yeteneği kadar izlenebilir gelecektir. Bununla birlikte bu konuyu önemsemeyen veya karşısında olan birisi için çok sıkıcı olabilir.

Sofía Otero berlin ödül
Filmin çocuk yıldızı Sofía Otero, 73. Berlin Film Festivalinde en iyi oyuncu dalında ödül aldı.

Filmin başrolündeki çocuk, kendisine verilen erkek isminin (Aitor) yerine, Coco diye çok da memnun olmadığı bir isimle seslenilmesini istiyor. Coco’nun ne anlama geldiğini bilmiyoruz çünkü film İspanyolca ve Baskça'nın birbirine geçtiği coğrafi ve dilsel sınırlar arasında geçiyor. Coco’nun annesi, Ane, iş stresi içindeki kocasını Fransız Bask bölgesindeki mevcut evlerinde bırakarak, Coco ve iki büyük kardeşini yanına alıp büyüdüğü İspanyol Bask bölgesindeki küçük kasabaya geliyor. Filmin kasabada geçmesi, Coco'nun "erkek mi, kız mı belli değil" çatışmasını yaratmak için klasik bir formül gibi gözükse de kasaba o kadar da "bağnaz" olarak gösterilmemiş. Tabii ki, büyükanne Lita, torunundaki bu farklılığı pek hoş göremiyor.


Lita, Coco'nun yaşadığı krizi hafife alıyor veya yüzleşmek istemiyor. Torunun, 'kafasının karışık' olduğunu ve kızı Ane'nin Coco’nun tırnaklarını boyamasını, uzun saç bırakmasını, Coco'yu çok şımartmasına neden olarak gösterip erkek kimliğini inkar etmesi yönünde cesaretlendirdiğine inanmaktadır. Yine de ne Lita ne de filmin geçtiği taşra, siyah-beyaz bir şekilde tanımlanmış düşüncelere sahip değil. Ancak hoşgörünün marjinleri çok da geniş değil. Neticede 8 yaşındaki bir çocuğun, kıyafetlerine kadar kız olması fikri konforlu gelmiyor.


Estibaliz Urresola Solaguren, 20.000 especies de abejas
Filmin yönetmenliğini ve yazarlığını Estibaliz Urresola Solaguren yapıyor. Bu onun ilk filmi.

Ane, liberal tutumlarına ve Coco'nun sadece rol yaparak ifade edebileceği sorunlarla mücadelesine duyduğu derin sempatiye rağmen, çocuğunun cinsel kimlik çıkmazının ciddi boyutunu inkar içindedir. Coco'nun yaşındaki çocukların cinsiyetsiz olabileceği fikrine sığınarak problemi geçiştirmektedir. Aile içinde Coco'yu olduğu gibi kabul etmek filmin üçüncü ana karakterine, Ane'nin ayakları yere basan, bağımsız fikirli teyzesi Lourdes'e kalıyor. Filmde, teyze karakterinin kendisinde de, biyolojik cinsiyetine ters düşen giyim tarzına sahip olması açıkça gösterilse de karakterlerin ikili konuşmalarında teyzenin cinsel kimliğine değinilmiyor.


Coco'nun cinsel kimliğine karşı en az hoşgörüye sahip olan aile üyesi ise filmin sonlarına doğru gelen babası oluyor. Babanın, Coco'nun ne hissettiği ve istediğinden ziyade, hissettiğine uygun bir şekilde giyinmesi, kız ismiyle çağrılmasına karşı çıkması, Coco'nun yaşıyla alakalı gibi duruyor. Yine belirtmek isterim, bu film, çocuklarına net bir şekilde karşı duran bir aileyi betimlemiyor. Liberal olmasına rağmen, yine de çok küçük yaştaki bir çocuğun içinde bulunduğu krizle baş edememesinin sıkıntısını yaşayan bir aile. Filmin sonunda Coco, ailesinden kaçıp ormanlık içinde kaybolduğunda ailesi onu ilk olarak erkek ismiyle, Aito olarak çağırıyor. Coco ortaya çıkmayınca ölüm fikrinin korkusu aile üyelerini sardığında, anlatıdaki temel çatışma "ne olursa olsun, bulunsun da ona Lucia diye seslenelim" kabullenişine bağlanıyor. İnsanların marjinalliğin, marjinlerini daraltıp genişletmesi içinde bulundukları konfora göre şekillendiğini görüyor ve filmi bitiriyoruz.


Bu arada bu film bana David Reimer olayını hatırlattı. Erkek olarak doğan bir bebeğin sünnetinin yanlış gitmesi ve cinsel organının yok olmasına neden olup döneminde ünlü olan bir psikiyatristin, bu bebeği baştan kız olarak büyütmeyi ailesine telkinde bulunarak, çok acı verici ve hüzünlü bir deneyin olmasına neden oluyor.

Yönetmenin ilk filmi olduğunu duyduğumda gayet iyi bir iş çıkardığını, filmin spesifik bir kitleye hitap etmesine rağmen kendi konusu içinde muhakkak bir ödül almasını beklerdim. Filmle ilgili samimiyetsiz herhangi bir şey yok. O kadar doğal ki. Oyuncuların performansı, yönetmenin sorumluluğunda olduğundan bize bu oyunları veren çocuk oyuncunun ödül alması yeterli gelmiyor. Ancak, mayınlı bir konuda, üstelik çalışması imkansız derecede zor olan çocuk oyuncuyu bu kadar başarılı oynatması takdir edilesi. Ancak hem film içinde cinsel kimliği ile kriz yaşarken bir de gerçek hayatta aynı sıkıntıları yaşamamasını anlamak açısından oyuncunun gerçekte hangi cinsiyette olduğuna baktım filmden çıktığımda. Filmi izlerken, umduğum ve tahmin ettiğim gibi bu rolü bir kız oynamış. Bu, küçük çocukların filmlerde iyi performans çıkarması adına, yaşayacağı sıkıntıları çekmesine engel olabilir en azından.


Film, özellikle cinsel kimlik krizi ile büyümüş çocukların yaşadığı ya da yaşayabileceği zorlukları iyi anlatıyor gibi düşünüyorum. Mesala ampute olmuş, engelli bir çocuğun yaşayacağı zorlukların genel izleyicinin empati kurmasında daha çok yararı olabilir. Ancak, cinsel kimlik krizindeki bir çocuğun imrendiği, daha doğrusu onlar nasıl kendilerinden emin de ben değilim diye yakardığı “bizler” kısmındaysak zaten filmi yeterince takdir edemeyiz.






212 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page